Dentin hassasiyeti, dentin yüzeyinin açığa çıktığı dişlerde meydana gelen keskin, kısa süreli bir ağrı ile karakterizedir. Bu durum genellikle hastalar tarafından “soğuk duyarlılığı” olarak tanımlanır. İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hastanesi Diş Hekimlerinden Dr. Öğr. Üyesi Merve Kütük Ömeroğlu, dentin hassasiyetinin ne olduğunu, nedenlerini ve önlenmesi için neler yapılması gerektiğini bizlere anlattı. Dentin hassasiyeti olan kişiler dişlerini fırçalamak, sıcak ve soğuk içecekleri tüketmek gibi günlük aktivitelerden ağrıya neden olabileceğinden kaçınırlar. Dentinin yapısında sinirlerle etkileşime giren tübül adı verilen yapılar bulunur. Diş eti çekilmesi veya mine dokusu kaybı nedeniyle oluşan dentin tübüllerindeki sıvı hareketi hassasiyete neden olur. Dentin hassasiyetine neden olan etken ortadan kaldırılıp tedavi edilmediği sürece semptomlar ilerleyebilir. Dentin hassasiyeti olan kişilerin yaşam kalitesi hassasiyet belirtilerinden olumsuz etkilenir. Hassas kişiler en sevdikleri yiyecek ve içeceklerin tadını çıkaramazlar ve soğuk içeceklerin ısınmasını beklemek zorunda kalırlar. Dentin hassasiyeti; En sık 20-45 yaş arası insanlarda görülmekle birlikte toplumda ergenlikten 70’li yaşlara kadar dağılım göstermektedir. Yaşlanmaya bağlı olarak dentin tübüllerinin tıkanmasıyla hassasiyet azalırken, diş eti hastalığı olan kişilerde görülme sıklığı artmaktadır. Dentin hassasiyetine neden olan faktörler; 1-Asitli yiyecek veya içeceklerin sık tüketilmesi,Portakal, limon gibi asitli meyvelerin ağızda tüketilmesi ve asitli içeceklerin sık tüketilmesi, dişin koruyucu tabakası olan minenin aşınmasına ve dentin tüplerinin açığa çıkmasına neden olur. Ayrıca yüzücülerde havuz kloruna bağlı mine kaybı, reflü, kronik yaygın kusma, alkolizm, peptik ülser, ilaçlara bağlı ağız kuruluğu, tamponlama kapasitesi, pH ve tükürük akışı ağız içi ortamı asidik hale getirerek mine kaybına neden olur. Dentin tübüllerinin bu şekilde açığa çıkması, dentin hassasiyetinin artmasına neden olur. 2-Diş eti hastalığıDiş eti hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan diş eti çekilmesi kök yüzeylerini açığa çıkarır. Kök yüzeylerinin açığa çıkmasıyla dentin tübülleri dış uyaranlara açılır ve diş hassasiyetinin artmasına neden olur. Yanlış fırçalama alışkanlıkları nedeniyle diş eti çekilmesi ve dentin yüzeyinin açığa çıkması da meydana gelebilir. Sert, yetersiz kıllara sahip diş fırçaları kullanmak ve sert diş fırçalamak, mine kaybına neden olabilir ve dentin hassasiyetini tetikleyebilir. Ayrıca diş yüzeyi temizlenen hastalarda geçici dentin hassasiyeti de oluşabilir. 3-Brusizm Bruksizm; Hastaların gece veya gündüz dişlerini sıkması veya gıcırdatması ile karakterize bir durumdur. Bruksizm nedeniyle dişlerde aşınma ve çatlaklar meydana gelebilir ve bu da dentin hassasiyetine neden olabilir. 4-Dişlerde çürüklerin varlığı Diş çürüğünün dişlerin yapısında ilerlemesi, dişin içinde yer alan damar ve sinirlerin bulunduğu pulpa adı verilen bölgeyi etkileyerek hassasiyete neden olabilir. 5-Beyazlatma Profesyonel diş beyazlatma sonrasında geçici dentin hassasiyeti oluşabilir. Dentin hassasiyetinin tedavisinde;
- Yeterli klinik muayene ve doğru tanı
- Diş fırçalama alışkanlıklarınızı gözden geçirin, uygun bir diş fırçası kullanarak günde en az iki kez dişlerinizi fırçalayın, fırçalama öncesi ve sonrası asitli yiyecek ve içecekleri tüketmeyin,
- Beslenme alışkanlıklarının değerlendirilmesi, asitli gıdalardan uzak durulması
- Bruksizm varlığında diş hekimine başvurulması ve yeterli tedavi uygulanarak ilerlemesinin önlenmesi önemlidir.
Ayrıca dentin hassasiyeti için geliştirilmiş diş macunlarını kullanmanız da önerilebilir. Alınan önlemlere rağmen dentin hassasiyetinin devam ettiği durumlarda diş hekimi tarafından profesyonel tedavilere başvurmak mümkündür.
Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–